Bir ülke için beka sorunu, özellikle Anadolu gibi birçok medeniyetin hüküm sürdüğü, birçok medeniyet mirasçısının da hak iddia ettiği bir coğrafyada yaşayan bir toplum için, üzerinde durulması gereken önemli bir konudur.
Bu sebeple iktidara gelen bütün siyasi partiler ile devletin ilgili diğer kurumları, ülkenin güvenliği ve geleceği konusunda kendilerince tedbir almışlardır.
Ancak beka sorunu veya beka algısı, siyasi iktidarlara ve zamana göre değişmiştir. Yine bu algı, siyası partilerin kendi geleceklerini garanti altına almak, tabanlarını konsolide etmek için kullandıkları bir araç haline dönüşebilmiştir.
Bu sebeple “milli beka” veya “beka sorunumuz” derken içinin doldurulması gerekir. Yoksa içi doldurulmayan “milli beka” söylemi, insanları çok da tatmin etmeyebilir.
Bu sebeple, bu söylemin içini doldurmak için; gençlere iş, daha iyi eğitim imkanı, daha iyi sağlık imkanı, yaşanabilir bir çevre, temiz ve düzenli şehirler, adalet, liyakat, üretim, yüksek teknoloji, tarımda dışa bağımlılıktan kurtulma, kendi silah sanayiine sahip olma, dış siyasette kararlı duruş, insan hakları ve demokrasi, mutlu insanlar, Atatürk İlke ve İnkılaplarına bağlılık, terör örgütlerine sıfır tolerans, toplumu kamplaştırmamak, farklı düşünenleri ötekileştirmemek, kadın ve çocuk haklarına önem vermek temel ilkeler olmalıdır.
Bu ilkelere bağlılık, “beka sorunu”muzu büyük ölçüde garanti altına alacağı düşüncesindeyim.