Kışın kar altında kalması ve herhangi bir haşere ilaçlamasına gerek duyulmamasının Karadeniz çayına doğanın vermiş olduğu bir nimet olduğunu Çaykur gibi biz yazanlarda Türk çayına pazarda, tüketici gözünde talep, sempati sağlaması için işleriz.
Doğu Karadeniz’de genel çay plantasyonlarının durumu bu iken Çaykur, 2009’dan bu yana Doğu Karadeniz Çay Havzasının ağırlıklı olarak Laz taraflarında 38 bin dekarlık alanı organik gübre ile ıslah ederek organik çay üretilen tarım alanına çevirdi. Çaykur şimdi de organik çaya tüketim talebini yaratmak, farkındalığını oluşturmak için TV ağırlıklı reklam kampanyası başlattı.
Hayatımıza doğallığıyla sağlık, sıcaklığıyla keyif katan, çayın ve doğanın gelecek nesillere sağlıkla emanet edilmesi için çalışan Çaykur, herkes organik çay içebilsin diye organik çaylarında devrim niteliğinde bir kampanya başlattı deniyor kurumun medya bültenlerinde. Belirli bir süre 2 adet organik çay alana 3.sünü hediye edilecekmiş.
Buraya kadar güzelde, Türk Çaycılığı dahası organik çayımız adına atılmış doğru adımlara uymayan, hatta kurumun olumlu yaptıklarını da gölgeleyecek bir reklam döndürüyor kurum neredeyse tüm TV kanallarında.
Dünyada sektörün önemli aktörleri, saygın çay markaları genelde çayın faydalarını vurgularken kendi ürününü öne çıkartan yaratıcı reklamlar yaparken bizimki tuhaf bir reklam olmuş. O kadar antipatik ki, çay ve reklam konusuyla ilgimi bilen dost ve danışanlarımın reklamlar TV’de dönmeye başladıktan sonra Çaykur’un Organik Çay temalı reklamları hakkında eleştiri ve sorunlarına yoğun bir şekilde muhatap oldum.
Görüşüm net, üste tonlarca para verseler kurumun imajını bu kadar zedelenemezdi. Didi’nin ilk iki sezon kampanyalarını aratmayacak kadar kurumun imajıyla, olması gereken vizyonuna örtüşmeyecek reklamlar. Reklamda mizah olur, reklamın kötüsü olmaz demeyin sakın, basbayağı olmuş işte.
Elbette beğeni sübjektif, benim görüşüm bu kadar net. Üşenmedim diyalogda olmadıklarım ne düşünüyor dedim ve Google amcada taradım. Okuduklarıma göre ben kibar kalmışım. Sektörle ilgilisi de, sadece tüketici olanı da yerden yere vuruyor reklamı.
Yazık.
İşte ağır olmayanlarından birkaç örnek:
Bir reklam ancak bu kadar saçma ve itici yapılabilir diye düşünen sadece ben miyim?
Çaykur'dan reklam nasıl yapılmaz? sorusuna güzel bir cevap.
…. bu kalitede (!) bi reklam beklenirdi. Kendileri didi teyze denen Türkiye’nin en itici kadınlarından birini de iki yil oynatıp …
Cooook iğrenç uyuz gıcık bir reklam ve kadın çok yapmacık, çay alasim gelmiyor.
Aptal aptal reklam yaparak daha çok müşteri kaçırıyorlar
Valla normalde böyle basit şeylerle uğraşmam ama bu sektörde bu işleri yapmış biri olarak, o kadar vasat basit ve sahte olmuş ki işten anlayan adamı geriyor, özellikle 2. Bölüm
Reklam dandik ama gidip çay koyacağım J) canım çay çekti.
Herhangi bir reklamcılık öğrencisine yaptırsalar çok daha kalitelisini yaptırırlar. Bu kadar iğrenç, basit insanı çaydan soğutan bir reklam görmedim. Pardon gördüm. audio akıllı ev sistemleri ile ölümüne kapışır.
Göz, kulak vs kanaması geçirmek isteyenler için reklamın linki; bence izleme ama sen bilirsin
Çay organik midir bilmiyorum ama oynayan ablanın çok yapmacık olduğu, hiç doğal olmadığı bariz ortada. İtici bi reklam olmuş.
Bunu yapan xxxx reklam şirketiyiz diye gezmesin ortalıkta. zaten artık alınlarının akı ile de kimseye teklif veremezler, kimse de kapılarını çalmaz.
En acısı bu olsa gerek. Göğsümüzü gere gere dünyanın tek çayı diyorduk eşimize dostumuza, yazıyorduk da; şimdi yalancı mı olduk.
Üstüne kar yağan ve doğal olarak korunan ilaç kullanılmayan tek çay bizim çayımız diyorlar ama organik değilmiş onu da öğrendik.
Yayın politikasını xxxx'nin hitap ettiği kitleyi kazıklamak üzerine bina eden adı sanı bilinmeyen televizyon kanallarında yayınlanan cobra hose uzayan hortum, yanlış duymadınız phone x7 sadece 250 TL, 5 kavanoz bal 100 lira reklamları tadında olmuş. Hitap ettiği kitle bakımından da benzerlik taşıyor olabilir
İtici bir reklam nasıl olur deseler, bu reklamı gösteririm. Ayrıca düşük kalite bir ürün tanıtılıyor hissine kapılmama neden oldu. Her zaman bu markayı alırdım ama algım değişti, resmen gözümde bir şölen çikolatası gibi oldu kendisi.
Tanım: tutunduramama etkisinden dolayı kendilerini tebrik etmemiz gereken reklam.
İnsanı çaydan çaydan soğutmaktan başka bir işlevi yok sanki.
Ondan sonra sen, Lipton niye dünya markası da ben değilim diye düşün dur
Sözde dikkat çekecekler ama haberciliğe de zarar veriyorlar. Yakışmamış böyle bir kuruma.
Uzayıp gider Google amcada okuduklarım ama sanırım meramı anlatmama bu kadarı destek olur. Didi’nin lansmanını da beğenmediniz ama didi çok satıyor da sakın demeyin. Boş pazarda, güçlü dağıtım ağı ve “milli” vurgusu ürünü aldırdı. Öteden beri ice tea-soğuk çay damak lezzeti olanda satın aldığında konumu netleşecek.
Çayla gibi üst segmentte konumlanmış projesi olan, sektörün kaliteli üreticinden kaliteli ve doğru hedef tayınlı reklam ve adımlar istiyoruz vesselam.