Komşu Portakallık Mahallemizden entelektüel, müzikolog Mahiye Morgül abla paylaşacağım “armut” yazısını kaleme aldı.
Yazı birkaç açıdan önemli, Yazıda söyleşi yapılan, Armut Kültürümüze dahil bilgileri veren Annem Aynur Aksoylu. Diğer önemli nedende YK Başkanı olduğum RİMER’i kurmadan en az 10 yıl önce Behiç Şehirli abi ile “Rize Merkezinin derneğini kurmak gerek” sohbetlerini yaparken bana ısrarla dillendirdiği, “Hiçbir işe yaramazsa meyve kültürümüzü korur, bir armut gen bankası yapabilmek bile çok önemli, yararlı olur” cümlesi. Mahiye Abla’nın da değindiği gibi geçmişte oldukça zengin olan meyve çeşitlerimiz giderek kaybolmakta. Örneğin Bere Armudu, Karpuz Armudu, Laz Demir Elması yiyemeyeli seneler oldu. Ağaç kavunu ve reçelini anımsayanlarınız var mi?
Mahiye Ablada yazmış, gen bankası kuramadık ama komşusu Yurtsever Atakan 15 çeşit yerel armudu çoğaltmış. Ama yazmadığı, yada henüz bilemedikleri de var. Çay dışında ana gelir kalemi meyve fidancılığı olan İslampaşa’nın en eski fidancılarından Yılmaz ve Kasım Çakmak kardeşlerle 4 yıl kadar önce bu konuda bahçelerinde çok uzun bir sohbetim olmuştu. (Arşivden fotoğrafını da bulacağım) İki kardeş narenciye ağırlıklı fidan yaparken, serbest zamanlarında mahalle köy demeden kıyıda köşede kalmış meyveleri tespit edip aşılama yoluyla çoğaltıyorlardı. Aynı şekilde bu yaz fidanlığını ziyaret ettiğim emekli öğretmen arkadaşım Salim Kırmızı’da karpuz armudu dahil ağaçkavununa kadar bir çok unutulmaya yüz tutmuş meyveyi çoğaltmaya başlamıştı. Topçu’lardan, Sarı’lardan ve daha başka komşularımızın da benzer becerileri vardır, bilemediğimden paylaşamıyorum, kusuruma bakmasınlar.
Demem o ki, evet Ricania Simulans isimli vampir kelebek bahçelerimize çok zarar verdi 10 yıldır, bilindik meyvelerimizde Batum’dan gelmeye başladı ama sayıları az da olsa meyve soyumuzun devamı için emek veren komşularımızda var.
İyi ki varlar.
Mahiye Morgül
Rize’nin armut kültürü yok olmadan
Bir başka yerde bu kadar çok çeşitte armut var mıdır bilmiyorum. Mahallemizden çift şeritli yollar geçtikçe, apartmanlar yükseldikçe, yok olan bahçelerle birlikte meyve kültürümüz de yok oluyor.
Bayram ziyaretlerine dolaşırken mahallemin görkemli armut ağaçlarını düşünüyordum. Ayaklarım beni Aynur (Aksoylu) teyzeye götürdü. Deniz manzaralı da olsa artık apartmanda yaşamak istemiyor, bahçesini özlüyor. Hele de tam armutların olgunlaştığı, kara üzüm asmasına dem vurduğu bu ayda. Birkaç yıl önce yapılan Dağdibi minibüs yolu bahçelerinin ortasından geçerken hem evleri hem bahçeleri perişan olmuş, armutları da. 1950’li yıllarda bahçemizde yirmialtı çeşit armut vardı, diye başladı.
Armutların hepsini de babası Hızır Özkan (İmamoğlu) aşılamış. Bir ağaçta dört çeşit armut, dört dalın her biri bir başka armutla aşılı. Bahçelerindeki armutları saymaya başladı. Kalem defter çıkardım, yazdım.
1.Yaban armudu: Sert sulu olur, dalında sararır. Çok lezzetlidir.
2.Kalınsap armudu: Pormo (ilk olan) armuttur. İlk yenen odur. Dört çeşidi vardır. Sumari (son) olan var, irisi var, bir de incesi var.
3.Eğrisap armudu: O da güzel armuttur.
4.Karınca armudu: Sukabağı şeklinde uzundur. Pormodur.
5.Kukulapi armudu: Çok verir. Ballıdır. Pekmezi ve sirkesi yapılır.
6.Tavuk buti (Tavuk budu): Dalında ciğerlenir. Pekmezi olur.
7. Şeker armudu: Reçeli güzel olur.
8.İstanbul armudu: Pek bir özelliği yoktur.
9.Kış armudu: Çankırı armudu da denir. Mayhoş olur, pek sevilir. İrisi var, mıhlısı var.
10.Haçaçura armudu: Kış armududur.
11.Doktorluk armudu: Çok verirdi. Bekletince kavun gibi lezzetli olur.
12.Bere armudu: Dalında sararır, yerken ağzında dağılır. Çok sevilir. Birkaç türlüsü vardır; yeşili var, sarısı var.
13.Rus armudu: Yeşil iri uzunca olur. Siyah lekeleri vardır.
14.Düşeş armudu: İri, güzel, kütük gibi armuttur.
15.Karpuz armudu: 4 çeşidi vardır. Karpuza benzerdi.
16.Kavun armudu: Hoş kokuludur, kaymak gibidir, kahverengi kabukludur. Hem dalda hem yatakta olgunlaşır. Yatağa alınca ondan komposto ve reçel yapılır.
17. Limon armudu: Çanga armudu da denir. Yeşilken yenilir.
18.Mustabey armudu: Güneş gören yanı kızarır, sapına kadar yenir, yerken ağzında dağılır. Büyük şehirlerde Akçaarmut adıyla bilinen armuda benzer.
19.Kendir armudu: İnce sert armuttur. Sahilde yetişmez, dağ armududur.
20.Kukarami armudu: İri, sert, sulu olur.
Birkaç tür daha olması lazım, dedi, hatırlayamadıkları vardı.
Armut çeşitlerini yazma fikrini bana veren aslında emekli banka müdürü arkadaşım Oğuz Tiryaki olmuştu. Yıllar önce Rize’deki armut türleri üzerine bir çalışma yapmış, otuz kadar tür saptamış, her birinin özelliklerini resimleriyle birlikte Rize Kültür Müdürlüğüne teslim etmiş. Bir nüshasını kendine alıkoymadığına pişman şimdi. O dosya yok oldu.
Dağdaki bahçelerine armut limon vb meyveler aşıladığını bildiğim komşum Yurtsever Atakan’a bildiği armut adlarını sordum. Meğerse armut türlerini yaşatmak üzere 16 tür armut aşılamış. Bu güzel haber! Aynur teyzenin adını unuttuğu yeşilken yenilen limon armuduna Çanga armudu denildiğini ondan öğrendim.
Baktım ki ben sadece adlarını yazarak armut kültürünü yaşatmaya çalışıyorum, Yurtsever ise fiilen yeni fidanlar aşılayarak en doğrusunu yapıyor. Bahçesinde limon türlerini yetiştirmeye de başlamış, bu ayrıca önemli. Bu mahallenin adı bile Portakallık (Hal düzü), ama turunçgiller kaybolma tehlikesinde. Örneğin bizim kinkan dediğimiz kırmızı greyfurt artık yok. Yurtsever’i buradan tebrik ediyorum.
Mahallemizin yüz yıl öncesinde, buradaki taka iskelesinden İstanbul’a fındık dallarından yapılan örme sepetlerle portakal limon vb narenciye gönderilirdi. Özellikle kabuğu ince ve dayanıklı yatak portakalı mis kokulu finike portakalı, kış ortasında bile pazarlanırdı. Mahallemizden narenciye alan takalar dönüşlerinde boş gelmez, yağ, tuz, şeker gibi ev ihtiyaçlarını getirir. Bu yönüyle bir küçük ticaret merkeziydi mahallemiz.
Portakallık mahallesinin armutlarına dönelim.
Armut türleri kaybolurken, fıkra gibi, biz insanlar dört yüz yıllık dev armut ağaçlarını kökünden söküp yok ediyoruz. Ne mutlu ki Portakallık mahallesinin meyve kültürünü yaşatmak için direnen birileri kalmış.
Mahiye Morgül
4.8.2017 /Rize
Not: Yazım Zümrüt Rize gazetesinde yayınlandı ve gazeteyi aldım Aynur ablaya götürdüm. Heyecanlandı, pek memnun kaldı. Oğlu Mustafa yazıyı annesine okudu ve sonra ikimize bu hatıra fotoğrafı çekti.