ATV kanalında uzun süredir SEN ANLAT KARADENİZ isimli yeni başlayacak bir dizinin fragmanı yayınlanıyordu. Öyle böyle değil, belli ki kanal çok önemsiyor dedirtecek denli bir lansman.
Annemin de dikkatini çekmiş tanıtımlar, hep beraber izlemeye koyulduk. Seyrettiğimiz ucube hakkında yorum yapabilmek için sonuna kadar beklemeye gerek yoktu ama inatla izledim. Ama annem dayanamadı saçmalıklara, kalktı. Benimde izledikçe kafamda deli deli sorularda uçuşmaya başladı. Osman Sınav gibi bir ustaya yakışmayacak “piyes” için dikkat çekmek istedim.
Oynayan emekçilere değil de, onlara bu rezilliği canlattırmaya çalışan yapımcısına, usta da olsa yönetmenine, yayın onayı verenlerine diyebileceğim laf benim lügatimde maalesef yok. Kötünün kötüsü bir çalışma. Komedi desen değil, dram değil; anlayan beri gelsin cinsinden bir garip şey izlettiler milyonlara.
Hikayenin, kurgunun iş modeli dahil gerçekle azıcık örtüşen yanı yok, şive derseniz felaket. Sürmene’de çekildiği dizide belirtilen, Karadeniz insanının örfüyle, ananesiyle, karakteriyle asla ötüşmeyen, aksine rencide edip, yerel kültürü dejenere etmekten, halkı kışkırtıcı adımlara sürükleyebilecek yorumların yapılmasına neden olabilecek kadar garip bir çalışma. Dizi yada film diyemiyorum.
Diziyi izlememek tek başına çözüm değil, tüm yöre insanını böylesine aşağılayan, ne amaca hizmet edildiği müphem saçmalığın yayından ivedi kaldırılması, RTÜK’ün de dikkate alması için sadece Karadenizlilerin değil, tüm duyarlı insanların telin etmesi, tepki vermesi gerekiyor.