Beykoz Belediyesi’nin 2-12 Ağustos 2018 tarihleri arasında düzenlediği Geleneksel Beykoz Çayır Festivali kapsamında 9 Ağustos Perşembe Günü Rize ve Trabzon Derneklerinin beraber hazırladıkları aktivitelerle İstanbullu ve Karadenizli hemşerilerimiz hasret giderecek.
Beykoz Rizeliler Derneği ile Trabzon ve Doğu Karadeniz Derneklerinin bir arada düzenleyecekleri gecenin hazırlıkları sürerken, Rize merkezin 1980’ler öncesinde en popüler ve en yaygın müzik enstrümanı olan armonik-el mızıkasının da programda yer alması için bu hafta güzel bir adım attık. Geçen hafta bir başka vesile ile kemençe virtüözü Musa Agun’la beraber Anadoluhisarı’nda bir araya geldiğimiz Beykoz ilçesinde ki sivil toplum kuruluşlarında yöneticilik yapan Rizeli hemşerilerimle gece geç saatlere kadar yerel kültürümüz ve koruyamadığımız değerler üzerine sohbet ettik. Gecenin ilerleyen saatlerinde Beykoz Rizeliler Derneği Başkanı değerli dostum Mikail Akyıldız ile derneğin Genel Sekreteri ve aynı zamanda Anadoluhisarı Turizm Kalkındırma Derneği Başkanı Mustafa Babuz’dan fevkalade bir öneri geldi.
9 Ağustos Perşembe gecesi yapılacak Karadeniz konserinde sahne alacak müzisyenler çok önceden belirlenmişti ama programa 15 dakikalık bir armonika (el mızıkası – santur) performansı ekletebileceklerdi.
Neden Armonika – El Mızıkası Önemli?
Son yıllarda popüler kültürün etkisiyle tulum, kemençe ile beraber Rize yöresinin en yaygın müzik enstrümanı konumuna geldi. Kemençe tüm Karadeniz sahilinin müzik kültürünün bir parçası iken tulum sadece Rize’nin Çayeli ilçesinin doğusuna ait bir enstrüman. Her ikisi de Karadeniz insanının otururken dahi kanının kaynaması, horona kalkışması için yeterlilikte, güzellikte iki enstrüman. Ancak bu iki enstrümanı da beğeniyor ve değer veriyor olmamız Rize Merkez yerel kültürünün en az 200 yıllık geçmişi olan, 80’lerden sonra unutulmaya başlanmış bir başka müzik enstrümanını görmezden gelmemize engel teşkil etmemeli.
80’lerden sonra çalanının azalması, Alman Hohner firmasının üretimine ara vermesi, hepsinden önemlisi yerel düğünlerde tek saz olarak klavyenin kullanılmaya başlanmasıyla armonika giderek unutulmaya başlandı. 2012 yılında Rize kökenli gençler üzerinde tez çalışması yapan bir akademisyen dosttan edindiğim veriler beni bu konuya büsbütün odaklandırdı. Rize kökenli 35 öğrenci, Rize yöresinde kullanılan enstrümanları sıralarken sadece tulum ve kemençeye yer vermişti. Hadi bağlama diğer yörelerde de olan bir enstrüman olduğundan akla gelmeyebilir ama 60’larda, 70’lerde kemençeden daha popüler ve yaygın olan armonikayı tek bir öğrencinin dahi bilmemesi ilginçti. Hatta mazisi olan bir kültürün, değerin kaybolması adına üzücüydü.
Mozika ve farklı konularda yerel kültürlerimizin yarınlara kalmasında sivil toplum organizasyonlarının ciddi boyutta sorumluluklarının olduğunu her daim düşünmüşümdür. 2017 Aralık ayına kadar Yönetim Kurulu Başkanlığını yaptığım RİMER’i kurmaya karar verdiğimiz 14 Nisan 2013 tarihinde Bahçelievler Piramit Restorandaki ilk buluşmamızda 300 kadar hemşerimizi mozika ile horon ettirdik. Yusuf Bağdatlı ve Salih Zeki Şahiner’in çaldığı armonika, 40 yaş üzeri hemşerilerimizi geçmişe götürürken, gençlerde ilk kez tanımış oldu.
Sonraki RİMER organizasyonlarımızda armonika kültürümüzün kayıt altına alınması konusunda emekleri olan genç mühendis arkadaşımız Halil İbrahim Onay’ında katkısı oldu. 2016 yılından sonra el mızıkasının yerel kültürümüzde tekrar yerini alabilmesi için daha organize adımlarımız oldu. Bu süreçte kimse talep etmediğinden yıllardır armonikasını dışarda çalamamış Süleyman Sarıahmetoğlu üstatla tanıştım. Süleyman abi, zaman – ulaşım faktörlerini dikkate almadan davet ettiğim küçük büyük tüm aktivitelerde performans sergileyerek enstrümanın anımsanmasına ciddi katkı sağladı. Kemençe vitri özü Musa Agun’ da ağız mızıkası, kemençesi ve çello düetiyle destek vererek enstrümanın gündeme yaklaşmasına katkı sağladı. Bu noktada Rize’de ikamet eden, belki de yaşayan en deneyimli mozikacı olan Kenan Coşkun (82)’un da repertuar yönünden çok değerli katkıları oldu. Mozikanın yerel kültürümüzde tekrar yerini alabilmesi için Yeditepe Folklor Derneğinin Başkanı Vedat Çilli arkadaşımın ve Dr. Egemen Kösoğlu’nun da bize omuz verdiğini belirtmeliyim. Geçtiğimiz yıl Rize Halk Eğitim Müdürü Osman Bahri Gülal Beyi Kenan Coşkun ve Süleyman Sarıahmetoğlu ile ziyaret edip mozika kursu açmalarını önermiştik. Sayın Gülal’in talep ettiği armonika kursunun açılabilmesi için gerekli müfredat ve içeriği Egemen Kösoğlu da muhtemelen yıl sonuna kadar tamamlamış olacak.
Armonika İlk Kez Geniş Kitlelerle 9 Ağustos’ta Beykoz Çayırında Buluşacak
Beykoz İlçesinde yetkin hemşerilerimizle Beykoz Belediyesinin düzenlediği geleneksel çayır günleri kapsamında 9 Ağustos’ta gerçekleşecek Karadeniz programına armonikanın dahil edilmesinin esaslarını da belirleyeceğimiz bir buluşma gerçekleştirdik önce ki gece. Rizeli El Sanatları Sanatçısı Osman Topuz’un Anadoluhisarı’nda ki atölyesinin bahçesinde Kemençe vitri özü Musa Agun, Armonika Üstadı Süleyman Sarıahmetoğlu, Bağlama Sanatçısı Arif İçli ve Kemençeci Engin Coşkun ile akustik müzik yaparak hem gecenin muhteşem geçmesini sağladılar, hem de bir anlamda Karadeniz gecesinin provasını yapmış oldular.
Rizeli STK yöneticileri ve işadamları Birol Çiftçi, İrfan Çınar, Gürsel Daguloğlu, Yeni Mahalle Spor Kulübü Başkanı Recayi Çelik, Anadulu Hisarı Spor Kulübü Yöneticisi Erkan Balkan, Beykoz 1908 AŞ Spor Kulübü Yöneticisi Gürsel Atagün, Poyrazköy Su Ürünleri Tulina ve Kılıç Balığı Avcılığı Derneği Başkanı Şaban Bostan’ında konuk olduğu güzel gecede Sinan Akbulut’ta türkülerimizi seslendirdi.
Gecenin sonunda güzel ve anlamlı gecede ev sahipliğimizi yapan hemşerimiz, El Sanatları Sanatçısı Osman Topuz, Rize kültür ve değerlerine yönelik faaliyetlerim ile gecenin gerçekleşmesine vesile olduğum için günün anısına tarafıma bir özgün eserini takdim etmesiyle son buldu.
Ben de Rizeli Sivil Toplum Liderlerini mükemmel bir ev sahipliği ile ağırlayan, karayemişten közde mısıra yerel ikramları da ihmal etmeyen Sanatçısı dostumuz Osman Topuz’a, değerli eşi Havva Hanıma, diğer aile bireylerine bu güzel ve anlamlı gece için şahsim ve Rize kültürü adına teşekkür ediyorum.
Hayden 9 Ağustos’ta Beykoz Çayırına.