“SPOR Toto Süper Lig’de 4 haftada sadece 2 puan toplayabilen Çaykur Rizespor’da, yönetim tarafından istifası istenen teknik direktör İbrahim Üzülmez krizi yaşanıyor. Teknik direktör İbrahim Üzülmez ile yapılan görüşmede tazminat konusunda anlaşılamadı. Yönetim, tazminat ödemeden yollarını ayırmak istediği Üzülmez'le yeniden görüşecek” diyor yerel medyamız bugün.
Çaykur Rizespor Yönetim Kurulu Üyesi Yılmaz Zehiroğlu’da Teknik Direktör İbrahim Üzülmez ile henüz resmi şekilde ayrılmadıklarını söyleyerek, ağabey-kardeş duyguları içinde karşılıklı anlaşarak bir karar alacaklarına inandığını söylemiş.
Yani geri dönüş yok. Zaten İbrahim hocanın ekibinde ki yardımcı hocalar kentteki dostlarıyla çoktan vedalaştılar. Resmi ayrılık gerçekleşmediğinden yeni hoca konusunda resmi görüş beyanı da yok ama takımı da geçiş dönemlerinin başarılı hocası Mehmet Ali Karaca çoktan çalıştırmaya başladı bile.
Belli bir süreye veya uzun süreli bir göreve getirdiğiniz kişi ve ekibine görevde bulundukları sürece başarılı olur veya olamazlar siz istediğinizde güle güle diyemezsiniz. Zira, başarılı olacaklarına dair net öngörünüzün olduğu kişiye şirketinizin müdürlüğünü veya kulübünüzün teknik patronluğu teslim edersiniz. O kişi de buna uygun olarak ev-bark kurulu düzenini yeniden organize eder, kendisiyle hareket edecekleri de berberinde sürükler.
İbrahim Üzülmez’in de kendisi kadar, kendisine inanıp onunla yola çıkan ekip arkadaşlarının da en azından yeni bir görev üstlenene kadar olan süre için tazminatını beklemesi makuldür. Elbette istinası vardır, o da görevlendirdiğiniz kişinin işteki yetersizliği, performansı değil kısaca işe, kuruma ihanetidir.
İbrahim hoca ve ekibi, son Antalya müsabakasında galip girilen uzatma dakikalarında topu tutmayı becertebilselerdi, takım bugün 5 puanla ligde çok iyi bir konumda olacak, gündemde hoca değişikliği bir yana hocanın şişkin egolu demeçlerini de okuyor olacaktık.
Futbolda oyuncu o golü atsaydı, kaleci konsantresini kaybetmeseydi vs diyemiyoruz maalesef. Üstelik Mayıs’ta takım alt kümede şampiyon olduğunda “ben” deniyorsa, devamında başarısız sonuçlarda da “sen”sin. Raconu da bu.
Ha bunu tetikleyen faktörler yok mu var?
Futbolu herkesten iyi bilen, çok da iyi idareci olan, hak hukuku iyi bilen Hasan Kemal Yardımcı’nın da bu kararı gecikmeksizin uygulamasının nedenini de İbrahim Hoca tahmin edebiliyordur zaten.
Burada bir kere daha üzerinde durmak istediğim, yönetimlerin hizmet aldıkları kişi ve kurumlarla yaptıkları sözleşmelerin önemi. Elbette görevlendirdiğiniz kişi beklentilerinizi karşılayamıyorsa görevine son verebilmelisiniz. Şüphesiz sözleşme koşullarını yerine getirerek.
25 MAYIS’TA ANIMSATMIŞTIM
Geçmişte Çaykur Rizespor’da içerdiği ağır koşullar nedeniyle sporcu veya teknik adamlara çok yüksek bedeller ödenme zorunda kalındığını hafızamızda olduğundan İbrahim Üzülmez ile yeni sözleşme imzalanacak olduğu günlerde kaleme aldığım, yerel medyada yayınlanan yazımdan ilgili cümlemi sonrakiler içinde anımsatarak yazımı tamamlayayım.
“Ancak bilahare tazminatı nedeniyle kontratı fes edilemeyen ya da fesih edildiğinde kulübü ciddi maddi külfet altına sokan örnekleri ülkemizde çokça gördüğümüzden henüz rüştünü ispat aşamasında olan, dahası bir üst sınıfın hocası olmak uğruna riskli sportif tercihlere açık bir teknik adamla imzalanacak uzun süreli kontratın içerisinin iyi döşenmiş olması gerektiğine dikkat çekmek istedim.”
24 Mayıs’ta yayınlanmış, umarım iki tarafta mutlu şekilde kontratı gecikmeden sonlandırırlar.