İlk devreyi tamamladık ve geldik artık zurnanın zırt dediği noktaya.
Yaklaşık bir buçuk yıldır Rizespor sevdalıları bu günü bekliyordu. Yüzlerce Yeşil-Mavili renklere gönül veren taraftarların güzel bir ambians oluşturduğu Şenol Güneş Stadında tek beklenen şey, haftalardır edinilemeyen ama bu maçta mutlaka alınması gereken bir galibiyetti. Ama maalesef olmadı.
Ligin 16 haftasına bakınca zaten çoğumuz sadece mucize bekliyorduk. Bu mucizenin gerçekleşebilmesi için sahadaki futbolcuların da hırslı olması gerekirdi ama bundan önceki maçlarda ortaya koydukları görüntüden fazlasını yapamadılar. Yürek yok, marifet yok. Yetenek ve kalite farkı kazandı.
Bir gün önce U17 ve U19 ekiplerinin Trabzonspor altyapısıyla oynan ve her iki grubumuzun da galibiyetiyle sonuçlanan maçlar aklıma geldi. Başka bir yürekle, başka bir hırsla sahadaydılar. Kazanmak için ellerinden gelenin de fazlasını zorladılar ve başardılar. Aynı gün U21 ekibimiz de cezalı ve eksik olmasına rağmen 2 golü de sayılmayarak sahadan 1-0 mağlup ayrılsa da bizleri utandırmadılar.
Ama gelelim akşamki maça…
Altyapımızdaki 3 takım oyuncularının da yürekleri sahadaki 11’imizi 11 bine çarpar. Daha önce de yazdım, “Adım hıdır, elimden gelen budur” diyen futbolcularla mucize peşindeyiz diye. Sezon başında planlama yanlış yapılmış zaten, fazlasını beklemek bizim saflığımız. Mücadele eder gibi görünen ama ne organize olabilen, ne de sonuca gidebilen bir kadromuz var. Belki o şekliyle bir şeyler ikinci yarıda yapardık ama zorunlu kaleci değişikliğiyle başladığımız ikinci yarıda Ujkani’nin akıllara ziyan 2 hatasıyla film koptu.
Dedim ya sadece mucize bekliyorduk. Bu sonucu alma ihtimalimiz yüksekti. Bu saatten sonra ne desek boş. Ama eseriyle övünenlere söylenecek laflarımız var mutlaka.
Her fırsatta iyi bir kadroya sahip olduğumuzu dile getirip duran sevgili yöneticilerimiz; oluşturduğunuz kadronun marifetlerini 17 haftada gördük. Haftalar önce demirlediğimiz ligin son sırasından kurtulmak için yapmanız gerekenleri bir an önce hayata geçirme noktasına geldiniz.
Bir buçuk senede elinize yüzünüze bulaştırdığınız yönetim anlayışınızla artık kendinizi affettirme vaktine geldiniz. Sezon başında aldığınız iki çürük domatese yol verdiniz ama yetmez dahası da gelmeli. Göreve gelir gelmez geçmiş dönemki sözleşmeleri ortaya döküp önceki yöneticileri yerden yere vururken, siz de farklısını yapmadınız. Sakat Kweuke’ye 5 yıllık sözleşme imzalatıldı diye geçmişi suçlayanlar, sakat Traore’yi fiyatını düşürterek almaktan utanmadıkları gibi şimdi de gönderiyorlar. Yine geçmiş sözleşmelerle kulübün sokulduğu mali tabloyu yerden yere vuranlar, 39 Milyon Lira borçla aldıkları kulübü 186 Milyon Lira borca taşıyarak o günkü tabloyu mumla aratır oldular.
Bunları zaten biliyoruz da ara ara unutmayalım diye yazmayı tercih ediyorum. Başta da yazdığım gibi artık zurnanın zırt dediği noktadayız ve şimdi sıra yapılan hataları telafi etmeye geldi.
Kulübün bu noktaya gelmesinde As Başkan olarak sorumluyken şimdi ise Başkan olan Sayın Hasan Kartal, ciddi bir kadro yapılanmasına imza atıp önce işe yaramaz ne kadar oyuncu varsa gönderilmesini sağlayıp, ikinci devrede bu takımın ligde kalmasını sağlayabilecek ayakları transfer etmek zorundadır. Belki bunun ekonomik ağırlığı yüksek olacak ama yıllarca kısıp ya da yanlış transferlerle bir türlü sportif başarının yakalanmadığını görerek ders almışsınızdır umarım.
Bu devre arası, Rizesporumuz için aynı zamanda köprüden önceki son çıkıştır. Bu şansı iyi değerlendirin.