Süper Ligin 3’üncü haftasında evimizde konuk ettiğimiz Büyükşehir Belediye Erzurumspor maçından da 2 puan kaybı yaşayarak hanemize bir puanı yazdırabildik ve 3 hafta sonunda 2 puanla ligdeki yolculuğumuzu sürdürüyoruz.
Erzurum ekibi karşısında aldığımız bir puana üzülmüyorum. Futbol adına bakınca zaten daha fazlasını beklemememiz normal. Takımda özellikle ilk iki maçtaki tempodan eser yoktu. İbrahim Hoca, maçın ardından bu kadar yorgun olacaklarını tahmin etmediğini söyledi. Sahadakilerin de canı var tabii robot değiller, ilk iki maçta yoğun bir tempo ortaya koyup kısa sürede hemen idmanlara başlayarak maça çıkmak böyle sonuçları doğurur. O yüzden Erzurum maçında kaybedilen 2 puana değil de, Kasımpaşa maçında giden 3 puana ve Akhisar maçında giden 2 puana daha çok üzülelim. Önde olduğumuz maçlarda puan kayıpları yaşadık. Üstelik hatalarımıza rağmen belli bölümlerde iyi oynamamıza rağmen. Bu iki maçta İbrahim Hocanın müdahaleleri hem geç hem de yerinde olmayınca, bir de üstüne Kasımpaşa maçında Orhan, Akhisar maçında Kaleci Gökhan’ın hataları derken olan oldu.
İbrahim Hoca sadece bir konuda haklı, o da artık yılan hikayesine dönen 9 ve 10 numara transferleri. Her hoca lig başlamadan kadrosunu kurup kamp dönemlerinde tam kadro hazırlık sürecine başlamak ister ama bu istekleri kolay kolay karşılık bulmaz. En azından Rizespor’da her sezon başı yaşanılan bir durumdur. Belki bu yönetimle (ki geçen sezon lig bitmeden verilen sözlere bakınca) aynı sorunları yaşamayız diyorduk ama bu kez de döviz kuru dalgalanması bahane yarattı.
Sosyal medyadaki taraftarın İbrahim Hocanın istifası noktasında eleştirileri devam ediyor. Ancak ilk 3 haftada kaybedilen puanların faturası sadece tek bir isme kesilmemelidir. Henüz hocaya tam malzeme sunulmadığı için yönetimin de eksiklerini göz ardı etmemek gerekiyor. Bu yüzden az daha sabretmekte fayda görüyorum. Geçmiş sezonlarda genelde iyi başlayıp sezonu kötü bitirirdik. Bu sezon da kötü başladık, bakarsınız sonu iyi biter. Ama önce eldeki tüm malzemeyi görmek gerekiyor.
Taraftar twitter üzerinden #48saat hashtag’i ile yeni bir kampanya başlattı. Bu tepki kampanya 9 ve 10 numaranın gecikmesinden dolayı tabii ki. Malum önce Başkan Yardımcı Nisan ayı içinde yaptığı röportajında Mayıs sonuna kadar transferin büyük bölümünü bitirmeyi planladıklarını söylemişti ama evdeki hesap çarşıya uymamıştı. En son 9 numara konusunda 48 saat içinde netleşeceği açıklaması yapılmıştı ama aradan günler geçti. Hele de taraftarı ateşlemek için resmi hesaptan paylaşılan “Gelsun mi?” paylaşımının yine günlerdir karşılık bulmaması, taraftarın #48saat tepkisini göstermesini haklı kılıyor.
Eskisi gibi olmasa da yine bir sezona sancılı başladık. Henüz taşlar tam anlamıyla yerli yerine oturmadı. Herkesin eksiklikleri bulunuyor. Dilerim kısa süre içinde herkes kendi üzerine düşen eksikliği gidererek iyi bir sezon geçirmemiz noktasında üzerine düşen görevi yerine getirir.
Son olarak taraftarımıza da değinecek olursam, evimizde oynadığımız 2 maçta da sayının artması güzel ancak bu kadar bölünmüş taraftar grubunun da Rizespor’a bir fayda getireceğini düşünmüyorum. Bence taraftar grubu liderleri maç öncesinde oturup nelerin yapılacağını önceden konuşmalı. Maç boyunca birbirinden kopuk görüntüler oluşturmak yerine aynı senkronu tutturarak hareket ederlerse takımımızı ve diğer taraftarları daha doğru şekilde ateşleyeceklerdir. Eğer tek sevda Rizespor ise bölünmeye değil birleşmeye ihtiyaç var.