Ligin zayıf halkalarından biri olan Denizlispor karşısında başlarda iyi, sonlarda ise kötü diyebileceğimiz bir mücadeleyle 3-2 sahadan galip gelerek önemli bir 3 puanı daha aldık.
Geçen hafta yazdığım “Daha fazla ciddiyet, daha fazla dikkat” başlıklı yazımda vurgulamaya çalıştığım bir durum yaşadık maçta ve bir kez daha 90 dakika boyunca hem ciddiyeti, hem de dikkati elden bırakmamak gerektiğinin önemini görmüş olduk.
Üç önemli futbolcunun eksikliğinde başladığımız maçta, zorunlu değişiklikler takımda olumsuz bir etki yaratmazken ilk yarıda hem üretkenlik anlamında bulduğumuz net pozisyonlar ve devreyi 2-0 önde kapatmış olmamız takımdaki özgüveni tavan yaptırmış olmalı ki, ikinci devreye 10 kişi başlayan rakibe üçüncü bir gol attıktan sonra lakayıt görüntü vermemiz, az kalsın pahalıya patlayacaktı.
Son oynadığımız Eskişehirspor maçında daha kolektif görünüyorduk. Üretkenlik konusunda bu maçta olumlu yönde gelişmeye devam ettik ama bu üretkenlik takım olgusu içinde kolektif bir şekilde sürdürülseydi birkaç tane daha gol atmamız işten bile değildi. Üçüncü golden sonra ve rakibin 10 kişi kalmasının avantajıyla maalesef tamamen bireyselliğe dönüp, ciddiyeti elden bırakınca kalemizde iki gol gördük. Goller uzaktan ve ikisi de jeneriklik diyebileceğimiz goller. Bu noktada en dikkat etmesi gereken tabii ki kaleci Gökhan’dı. O da her halde o uzaklıklardan gol yemeyeceğini düşünüyordu ki, topu takip etme noktasında dikkatsiz davrandı.
Bu sezon Kweuke’nin en iyi iş çıkardığı maçı izledik. 3 golü de attığı için böyle düşünmüyorum elbette. Sahada daha istekli, daha mücadeleci göründüğü ve “Kaptan” sıfatına layık davranışları için bu yorumu yapıyorum. Robin iki haftadır defansta gösterdiği başarıyı orta sahada da bocalamadan gösterdi. Bu mevkide önceki maçlarda daha çok eleştirdiğimiz Petrucci de gelişme kaydetmeye devam ediyor. Her ne kadar 1 Milyon dolar gibi bir ücrete bize mal olarak, kulübün son yıllardaki en büyük transfer kazıklarından sayılan Lincoln, beklediğimiz 10 numara olmasa da, iyi niyetli ve hevesli mücadelesini takdir ediyoruz.
Artı parantez ise Furkan Şimşek’e açmak istiyorum. Geçen sezon başı takıma Almanya’nın Fort Köln takımından transfer edilen 20 yaşındaki futbolcu ilk kez lig maçında süre bulmuş oldu. Kulübe aylık maliyeti 6 bin Euro olan ve geçen sene 26 kez U21 maçında, 6 kez Kupa maçında oynayan Furkan, bu sezon ise ağırlıklı olarak sakat ve hastalıklı geçirdiği günlerden dolayı 2 Kupa maçında ve 2 kez de U21 maçında oynadı. Skor 3-2 olduktan sonra böyle kritik bir zamanda Özgür Çek’in yerine Furkan’ın oyuna dahil edilmesi elbette İbrahim Hoca’nın takdiri ama ne derece doğru bir hamle olduğunu maçı izleyenlere bırakalım.
Velhasıl kelam kalan 3 maçta özellikle iyi gitmeye başladığını düşündüğümüz son 3 maçtaki dersleri iyi çıkartıp, bu kez bitiş düdüğü çalana dek ciddiyeti ve dikkati elden bırakmadan sahaya çıkmamız gerekiyor. Geçen hafta da yazdığımız gibi, sahada neler yapmamız gerektiğini artık daha iyi biliyoruz. Bu maçla da gördüğümüz üzere, neler yapmamamız gerektiği konularına daha fazla dikkat etmeliyiz.