Milli maç arasından sonra, özellikle Şampiyonluk hedefiyle çıkılan yolda son üç maçında bir puan alan bir takım olarak, Samsunspor maçıyla çıkışa geçmeyi beklemek en doğal temennimizdi.
Tabii Milli maç arasında yapılan hoca değişikliği ve yeni gelen İbrahim Üzülmez’in elinde sihirli değnek olmadığı için çok fazla bir değişiklik de beklemiyorduk. Sonuçta takımla çalışma süresinin kısa oluşu bu maçtan beklentimizin karşılanmamasında faturayı hocaya kestirmezken, futbolcular için aynı şeyi söyleyemeyeceğim.
Evet önce hakemden başlarsak, başarısız yönetimi ve üst üste verdiği sarı kartlar ile bizim futbolcuları erkenden dizginlemesi Samsunspor’un ekmeğine yağ sürdü. Hele anlamsız penaltı kararı ile rezil bir maç yönettiğini ortaya koydu. Önceki yazılarımda belirttiğim gibi, sahada sadece 11 futbolcuya karşı değil, hakeme karşı da oynamak gerekiyor. O bilinçle her maça çıkmak şart.
Bu kadro Hikmet Hocanın kendi istediği ve onay verdiği isimlerden oluşmuş ve geçen sezondan bu yana “Futbolcu geliştiriyoruz” diyerek bugünlere taşıdığı bir kadro. Hikmet Hocanın sistemsiz futbol anlayışı ve futbolcuları orjin mevkileri yerine farklı bölgelerde deneme fantezileri yüzünden futbolcuların beyin erozyonu yaşadığı şeklindeki düşüncemi de Elazığspor maçından sonraki yazımda vurgulamıştım. Bugün “Kaliteli” dediğimiz takım son maçlarda sürekli aynı intibayı uyandırıyor ve aynı hatalardan uzaklaşamıyorsa, başka bir açıklama bulamıyorum.
Yeni hoca değişikliği elbette takıma katkı sağlayacaktır ama bu konuda futbolcuların da çabalaması gerekiyor. Öncelikle yeniden kendi benliklerine dönmeleri lazım. “Takım ruhu” ve “Takım oyununu” ortaya artık dökmeleri gerekiyor. Bireysel çabalarla bu takım bir yere gidemez. Takım ruhu ortaya konulmadığı sürece bireysel hatalar da azaltılamaz. Bundan önceki maçlarda olduğu gibi Samsunspor maçında da aynı hataları görmeye devam ediyoruz.
Kaptan Orhan dışında bugünkü maçta iyi işler çıkarttı diyebileceğim maalesef kimse yok. Sadece gol attığı için değil, rakibe karşı kurduğu baskıdan dolayı söylüyorum. Recep Niyaz da bireysel anlamda mücadele etti belki ama topa uzun süre sahip olması, pas vermeyi tercih etmek yerine etrafında dönüp durması da mücadelesini anlamsız kılıyor. Geçen hafta Süleyman’ın ilk on bir yerine sonradan oyuna girerken daha verimli olduğundan bahsetmiştim ama bu maçta maalesef aynı verimi kendisinden alamadık. Bana göre Hikmet Hocanın en doğru kararı Ümit Kurt’u kadro dışı bırakmasıydı. Ha tabii eldeki stoperler sakatlanınca yapacak bir şey yok oynatmak mecburi ama Ümit kendini toparlamadığı sürece onunla bu ligin bitirilemeyeceği kesin. Mehmet Uslu yine ayarında değil. Özgür Çek ile daha uyumlu görünüyordu ve bence Özgür Çek, bu kadroda ilk on birde başlaması gereken bir futbolcu. Orta sahaya ve defansa genel anlamda değinmeye gerek yok. Zaten orta sahamız iyi iş yapsa sıraladığımız birçok eksiği görmemiş olurduk. Oğulcan kendisinden bekleneni vermemeye devam ediyor. Gençliğini ve kanının kaynayışını yan hakeme sinirlenmesiyle göstereceği yerde sahada göstermesini tercih ederiz. Bir önceki maçta olduğu gibi sağ kanatta yine etkili olamayışı ve erken formdan düşmesi haliyle 90 dakikayı tamamlamamasına sebep oldu. Eğer önümüzdeki 2 maçta da toparlamazsa bana göre ilk on biri bu şekilde tekrar görmesi zor olur.
Maçın geneline baktığımızda Samsun ekibinin attığı gol dışında sadece 2 pozisyonu var -ki zaten talihsiz bir şekilde sakatlanan Gökhan’ın yerine oyuna giren Cihan’ın basit hatası olmasa belki o golü de yemeyecektik. Ama bizim de attığımız gol dışında bakıyoruz, Edomwonyi’nin yan direkten kaçan ve Samudio’nun kalecinin kucağına attığı dışında etkili bir pozisyonumuz yok. Zaten Edomwonyi’nin kaleyi tutturma noktasında eksikliğini önceki maçlarından biliyoruz ama bu maçta yaptığı basit faul yüzünden attığımız golün de geçersiz kalmasına sebebiyet vermesi, uzun bir aradan sonra bulduğu kadro şansına olumlu yansımadı. Mücadele anlamında ve paslaşma noktasında Samsunspor daha etkiliydi bizden. Hani ısıran, dişleyen takım olmayı istiyoruz ya, işte bu terimin karşılığını Samsun ortaya koyarken, bizim ısırık iz bile bırakmadı.
Bu kafayla, bu mantaliteyle bu lig bitmez. Öncelikle futbolcuların artık geçmiş sistemleri unutması ve yeni bir adaptasyon sürecine girmeleri gerekiyor. İbrahim Hoca elbette 2-3 hafta içinde takımı daha iyi tanıdığında gerekli dokunuşları yapacaktır. Değişen bir şey olmazsa hadi bir hoca daha gider, bir hoca daha gelir ama o zaman da bu takımı devre arası 4-5 transfer anca düzeltir.