Yaklaşık 8 buçuk yıl görevde kalan eski yönetimin sportif başarı olmasa da gurur duydukları icraatlarının başında gelen ve dillerinden düşürmedikleri “Mali Disiplin” tezinin aslında bir balondan ibaret olduğunu bu sezon görmüş olduk.
Kulübü borçlandırmamak adına birçok gerekli transferden uzak durulmuş ancak yapılan transferlerde ise hata üzerine hata yapılarak, Çaykur Rizespor’un geleceğine adeta ipotek kondurulmuş. Beceriksizce yapılan transferlere alışmıştık da özellikle son 3 sezonda transfer yetkisinin bir kişiye verilmesinin ve sorgulama yapılmamasının ceremesini şuan yeni yönetim çekmekte.
Son zamanlarda duyduklarımız Başkan Hasan Kemal Yardımcı ve Yönetiminin samimiyetini fazlasıyla ortaya koyarken takdir edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Artık taraftarın şartsız-şurtsuz bu yönetimi ve takımı sahiplenmesi gerektiği aşikar. Sportif anlamda inişler çıkışlar yaşasak da öncelikle o stadın artık dolması lazım. Çorbada tuzu bulunmayanların çıkıp eleştiri yapma hakkı kalmıyor.
Bunu neden mi söylüyorum? Çünkü geliri belli olan 1. Ligde, geliri olmayan ve sadece yayıncı kuruluş geliriyle birlikte az bir taraftara oynayan kulübümüzün, içine düşürüldüğü bu durumun üstesinden gelebilmesi için ekonomik anlamda canlılığa ihtiyacı var ve bu noktada da taraftarların artık elini cebine atması, bahane üretmemesi gerekiyor.
Daha önce de açıklandı; özellikle transferler yapılırken imzalanan sözleşmeler, “Mali Disiplin” diyen yönetimin aslında yeni yönetime bıraktığı birer bomba haline dönüştü. Değerinden fazla verilen futbolcu mu istersin, menajerlik ücretleri peşin peşin ödenen futbolcu mu istersin, sözleşmesinden dolayı gönderilmeye kalkılsa da ekonomik külfeti yüzünden gönderilemeyen futbolcu mu istersin…
Bugün geldiğimiz noktada geçmiş yönetimin bıraktığı ödenmeyen bonservis ücretleri gibi külfetler nedeniyle kulüp hesaplarına bloke konulup ödenmesi gereken çekler ödenemeyince cezalı duruma düşüyor. Haliyle bu sıkıntıları aşmak için para arayışına giriliyor. Başkan Yardımcı ve yönetimi bu sıkıntıların da üstesinden geldi ve ayrıca 5 Milyon TL gibi ek bir kaynak sözü de aldı. Tabii bu can sıkan durumun ara transfer dönemine denk gelmesi ayrıca can sıkıyor. Taşıma suyla değirmen çok fazla dönmeyeceği için yönetimin de yapacağı transferlerde eski yönetimin yaptığı hatalara düşmemek adına taviz vermeden yoluna devam etmesi gerekiyor.
Bir yandan geçmişi temizlemeye çalışmak, bir yandan bu günü kurtarmak, bir yandan da geleceği planlamak adına yoğun bir çaba içine girmiş Yardımcı ve yönetimini, bu özverilerinden dolayı yalnız bırakmamak gerekiyor. İşte bizler ve özellikle taraftarlar olarak yapmamız gereken, “çorbada tuzumuz bulunsun” misali maçlara gidip ekonomik olarak destek olmak, hem de 90 dakika boyunca takımı ateşleyerek Şampiyonluk yolunda bu önemli yarışa ortak olmaktır.
Hepimiz yapılacak transferler konusunda heyecanlanıyor, gönderilmesini istediğimiz isimlerin akıbetini merakla bekliyoruz ama işin mutfağında olmadan, insanların nasıl bir yükün altında olduğunu bilmeden ahkam kesmek kolay oluyor. İşte bu yüzden bu yazıyı yazmak istedim. Her kalem ayrı bir sıkıntı… Kamp süreci, alınacak transferler, gönderilecek isimler, bir yandan altyapıdan profesyonel olan futbolcuların durumları, bir yandan profesyonel olmayıp kampa götürülmesi gereken yeni altyapı futbolcularının kimler olacağı, tabii bir yandan da ekonomik yük… İnanın kolay değil…
2018’in öncelikle Çaykur Rizesporumuz için Şampiyonlukla sonuçlanarak yeniden Süper Lige çıktığı başarılı bir yıl olmasını diliyorum.
Yeni yılımız kutlu olsun.