Artık ilk devrenin sonuna gelmemize bir hafta kaldı ve zorlu, bir o kadar da önemli bir maça çıkacağız.
Son oynadığımız Aytemiz Alanyaspor maçıyla da sahadan 1-1 beraberlikle ayrıldık ve şu an ligde 9 beraberlikle en fazla bir puan toplayan takımız. Ama bu bir puanlar ne bizi demir attığımız sonunculuktan kurtarmaya, ne de üst sıralara taşımaya yetiyor.
Hep denir ya, “Çok önemli bir 1 puan aldık” diye... İşte biz bunun bile suyunu çıkarttık. Toplanılan bir puanların arasına üç-beş tane de 3 puan serpiştirenler için bu cümle çok anlamlı olabilir ama bizim açımızdan maalesef içine düştüğümüz duruma bakınca pek de geçerliliği yok.
Okan Hoca haftalardır elindeki malzemeyle camiayı mutlu etmeye, tüm marifetini göstermeye çalışıyor. Hocanın denemedik yolu kalmadı neredeyse. Hani keramet sahibi olsa bile bu takımdan daha fazlasını çıkartamayacağı aşikar.
Bu sezon maalesef aynı senaryoları izleyip duruyoruz. Geriye düştüğümüz maçlardan puan alabilmemize de sevinemiyoruz artık. Çünkü bunu da fazlasıyla yaşadık. Dedim ya suyunu çıkarttık, işte o misal. Bazen VAR sistemine kızdık, bazen hakem kararlarına kızdık, “şans faktörü de bizden yana değil” dedik ama hepsi bu kadar değil ki…
Bu sezon oynadığımız 16 maçta yeri geldiğinde VAR sistemi yüzünden puan kaybı yaşamış olabiliriz, hakemlerden de canımız yandığı doğrudur. Direkten dönen toplarımızla şansın da yanımızda olmadığını söyleyebiliriz ama girilen onlarca net pozisyonlarda eğer sonuca varamıyorsak ne hakemde, ne VAR’da, ne de şansımızda kabahat bulabiliriz. Bu noktada yetenek devreye girer. Bizim kadro maalesef bu ligin istediği düzeyde yetenekli bir kadro değil.
Saha içinde yapılan hatalara artık değinmeye bile gerek yok. Üst üste ikinci kez penaltı kaçırışımıza bile üzülemiyorum. Futbolun doğasında var penaltı kaçırmak. Alanya maçında kaçırdığımız penaltıyla "üç puan gitti" diyemiyoruz çünkü rakibin penaltı şansını da değerlendiremeyişiyle yine aynı noktaya gelmiş oluyoruz. Artık ligin dibine demir atmış bir takımda ciddiyet olmalı. Ben "kazanamama baskısı" diye bir şeyi kabul etmiyorum. Kazanma fırsatlarını ha bire tepip de sonra ne baskısına sığınalım. Burada sorun baskıda değil, sorun yetenekte ve o da bizimkilerde yok, belli...
Bu durumdan Okan Hoca da o kadar muzdarip ki, maçın ardından yaptığı toplantıda “Neredeyse kendi kalemize gol atmadığımız kaldı. Bir ara ondan da korktum” dedi.
Aslında biz sezona kendi kalemize gol atarak başladık. Yani bu transferleri yapıp, bu kadroyu oluşturanlar golü kalemize attı. Sezonun başlarında günah keçisi bulup apar topar camianın önüne servis edenler, "o gidince her şey düzelir" diye düşündü anlaşılan ama öyle olmadı.
Rizespor’u yönetenlere hiçbir inancım kalmadı. Sadece benim değil, gerçek Rizespor sevdalılarının da inancı kalmadı. Kısa zamanda kulübün ekonomik yapısını bozup, geçmiş transfer hatalarını tekrarlayan ve bugünkü geldiğimiz noktanın baş mimarları, ortaya koydukları bu pisliği nasıl temizleyecekler çok merak ediyorum.
Hem ciddi transferlere, hem de gereksizlerin, boşa para alacakların gönderilmesi adına ciddi bir kadro yapılanmasına ihtiyaç var ve bu yapılanmayı mevcut mühendisler bu kez becerebilecek mi yoksa yine ellerine yüzlerine mi bulaştıracak devre arasında göreceğiz.
Daha önce de yazdım, “Aslında bu takım siyasete alet edilmeye başladığında küme düştü” diye. “Sandıkla gelen sandıkla gider” tezini savunanların yönlendirdiği Rizespor’da artık sandık bile kalmadı. Göstermelik, tek liste ile gidilen, “görevlendirilmişlerin” seçildiği kongrede taraftarın, gerçek Rizesporlular sevdalılarının ne bir söz hakkı, ne bir oy hakkı kaldı.
Siyasi gücü arkasına alanın çiftlik gibi kullandığı, o siyasi gücün imkanlarını kulübe yatırım yapmak yerine, taş üstüne taş koymak yerine har vurup harman savuranlar sayesinde 10 yılda gelinen nokta kocaman bir sıfır. Bu 10 yılda yapılmaya çalışılan bazı olumlu şeylerse yine Rizespor’un koltuğunda gözü olanların baltalamasına kurban gitti. Hatta son bir yılda neredeyse mahvedildi.
Aslında biz şanssızlığımıza hiçbir zaman üzülmeyelim. “Balık baştan kokar misali”, asıl sorun “Yönetmekte”... Ya da "yönetememekte" mi demeliyim?
Marifetli yöneten olmadıkça, o yöneticilerden halen daha keramet beklemek boşa zaman kaybıdır.
Bizi bilgilendirdiğiniz için çok teşekkür ederiz, çok bilgilendirici bir makale olmuş kaleminize sağlık
adam ne şanslı ya o şans keşke bizdede olsa ne var sanki :D
Güzel anlatım olmuş paylaşımda mantık üzerine anlatım olmuş tebrik ediyorum bu paylasımdan dolayı
Beğenerek okudum harika bir makale olmuş emeğine sağlık hocam.