Çaykur Rizespor, Milli maç arasının ardından sahasında konuk ettiği Atiker Konyaspor karşısında 3 puana yaklaşmışken bir kez daha puan kaybı yaşadı.
Ligin ilk 4 haftasındaki maçlarda önde olduğumuzda yenik düşmüştük. Bursaspor maçında geriye düştüğümüz maçtan puan aldık ama son Kayserispor ve Konyaspor maçlarındaysa önde olduğumuz maçları puan kaybıyla tamamladık.
Eğer bu puan kayıpları yaşanmamış olsaydı bugün en az 20 puanımız vardı ve resmen lider konumundaydık. Ama futbolda böyle şeyler oluyor ve maalesef yaşadığımız puan kayıplarının başında sürekli bireysel hatalar geliyor.
Okan hoca hafta içinde özellikle bireysel hataların giderilmesi noktasında çalışmalar yapacaklarını söylemişti. Hata elbette olacak ama skora etki eden hataların bir karşılığının olması lazım. Bu da bana göre cezalardan geçer.
Önde olduğumuz bir maçın sonlarında futbolcu daha dikkatli olacak, özellikle ceza sahası içinde. Tıpkı aynı hatayı daha önce Koray’ın yaptığı gibi bu kez de Jach yüzünden bir penaltı verdik ve elimizdeki 3 puanı bire düşürdük. Penaltı olup olmadığı tartışılır tabii ama dedik ya futbolcu dikkatli olacak.
Hakem Volkan Bayarslan’a bakınca zaten bahane kovalıyor gibiydi. Özellikle ikinci yarıdaki takdir haklarını Konyaspor’dan yana kullanması da bunun göstergesi. Böyle bir aşamada futbolcu hakeme fırsat tanımayacak, Yeri geldiğinde sadece rakiple değil, taraftarla da, hakemle de mücadele edecek.
Bizimkiler bunu yapamadı. Konyaspor’da Uğur Demirok da bunu başaramadı ve taraftarın tepkilerine kayıtsız kalamayınca sahanın karışmasına sebep oldu. Profesyonel bir futbolcu elbette böyle davranmamalı. Peki bizim Abdullah’a ne demeli?
Uğur’a karşı yaptığı hamle belki taraftarlarımızı memnun etmiş olabilir ama doğru bir davranış değil. Zaten sakat ve eksiklerin olduğu bir takımda, futbolcu bir de kendisini cezalı duruma düşürmemelidir. Bu hamle kendisine kırmızı karta mal olurken, ortalığı karıştıran, tahrik eden sarı kartla yetindi.
Demem o ki, futbolcularımız saha içinde daima dikkatli olmalı ve hata yapmaktan kaçınmalıdır. Yapılan hataların bize olan kaybını yukarıda yazdım. Artık hatalı davrananların cezai bir karşılık alması lazım.
Saha içine dönecek pek bir konu yok aslında. Kötü oynadığımız bölümler dışında pek fazla rakibe pozisyon şansı vermedik. Rakibin ataklarında defansı da iyi yaptık. Net gol olabilecek pozisyonlar da bulduk ve değerlendirebilseydik zaten puan kaybımız olmazdı ama 3 puan elimizden uçtu gitti.
Okan Hoca elinde olabilecek en iyi kadroyla sahaya çıktı. Zaten özellikle kanat bölgesindeki alternatifsizliğini hafta içi basın toplantısında kamuoyuyla paylaşmıştı. Kadro yapılanması plansız yapılınca şimdi bunun sıkıntısını yaşıyor. Samudio ve Umar’ın eksikliği de hissedilince bu şartlarda ne yapsın Okan Hoca…
Kısacası daha fazla dikkat, daha fazla özveri gerekiyor. Elimizden kaçırdıklarımız ortada ve haftalar ilerledikçe bu kaçırdıklarımızın pişmanlıklarını yaşayacak noktaya gelmeyelim.
Önümüzde Beşiktaş ve Göztepe deplasmanları ile ardından içeride Başakşehir maçımız var. Üst üste 3 zorlu maç ve kaybedilen her puan, bu zorlu maçlardaki kredilerimizden götürüyor.
“Su testisi su yolunda kırılır” derler ya, bazen Nasreddin Hoca gibi yapmak lazım. Testi kırılmadan önlem almak şart.