Ve korktuğumuz başımıza geldi ama aslında sezon başından itibaren ve özellikle devre arasından sonra beklenen sonucu yaşadık. Bu kadroyla, bu anlayışla düşme ihtimalimiz yüksekti ama son haftalardaki mucizeye sarılmıştık. Bu mucize gerçekleşebilirdi ama Trabzonspor, bizden taraf olmamayı tercih etti.
Başkan Metin Kalkavan, “Bu dostluk burada bitmiştir” derken, Teknik Direktör Hikmet Karaman ise “Bu şehir bu günü unutmaz” açıklamalarını yaptı maçın hemen ardından.
Evet, Rizespor’un Alanyaspor’u 1-0 mağlup etmesine rağmen Trabzonspor’un evindeki Bursaspor’a 2-1 yenilmesinden dolayı iki komşu ilin arasındaki dostluğu sportif anlamda bitiren, uzun yıllar sürecek bir husumet yeniden ekilmiş oldu. Ve doğru, Rize bu günü unutmayacaktır.
Ama Rize ve Rizeliler Başkan Metin Kalkavan’ı ve Hikmet Karaman’ı da unutmayacaktır. Maç sonu tepkileri her ne kadar doğru ve yerinde olsa da, bu noktaya gelmemizin en büyük müsebbibi kendileridir.
"Dün yediğin hurmalar bugün bir yerini tırmalar" misali, geçen süre boyunca “Mali kriter” diye diye yapılamayan sağlam transferler, “Futbolcu yetiştiriyoruz” denilerek para harcanan isimler, sahadaki yanlış hamleler ligde haftalar boyunca puan kaybetmemize ve beklenen sona getirdi Rizespor’u.
Kalkavan ve Karaman’ın maç sonrası açıklamaları taktir edilse de, suçlu sadece Trabzonspor değildir. Kendi göbeğimizi kendimiz kesemememizin cezasını çekmiş olduk. Burada tek hatamız Trabzonspor’a bel bağlamak oldu. 36 yıl önce yaptıklarını tekrarlamayacaklarını düşünmemiz oldu. Ve bu il Trabzonspor’dan sadece sahada oynunu oynamasını bekledi. Maalesef hem Kayserispor maçındaki, hem de Bursaspor maçındaki performansı ile Trabzonspor, Rizespor’u hiç umursamadığını göstermiş oldu. Üstelik Trabzonspor taraftarlarının “Rize kümeye” bağırışları, Bursaspor’un gollerine sevinmeleri aradaki husumeti taçlandıran adımlar oldu.
Neymiş efendim, “Rizespor her zaman Fenerbahçe’ye maç vermiş”miş… İstatistiklere bakılınca Fenerbahçe’yi yıllardır doğru düzgün yenemeyen Trabzonspor’un kendisidir. 2011 yılında Fenerbahçe şampiyon olduğunda Trabzon’dan gelerek Rize’de kutlama yapmaya kalkan Fenerbahçe taraftarına izin vermeyen, onları yaralayan Rize’nin evlatlarıdır. Kadıköy’deki maç esnasında “Şampiyon Trabzonspor” diye bağıran Rize’nin taraftarlarıdır. Dostluk-Kardeşlik adına kendi stadında en küçük bir ters tezahürat bile yapmamıştır Rize taraftarı Trabzonspor’a karşı… Ama yine de Trabzon taraftarlarının sosyal medyadaki sayfalarına bakınca Rize taraftarına yönelik iftira ve hakaretlerin bini bir para…
Dediğim gibi asıl sorumlu Rizespor’u yönetenlerdir ve yaptıkları tercihlerin bedelini bu şehre ödetmişlerdir. Kasımpaşa maçı kırılma maçımızdı ve o maç alınsaydı zaten bu sıkıntıyı yaşamamış olurduk ama demek ki hayırlısı böyleymiş. Şimdi Rizespor’u 2009’da küme düşmüş haliyle alıp 5 sene sonra Süper Lig’e çıkartan ve 4 sezon sonra yeniden küme düşürenler, kendi hesaplaşmalarını yapıp, gereğini de yerine getireceklerdir umarım.
Rize şehri ve taraftarları olarak bizlere düşen asıl görev ise artık bir camia olmayı başarabilmemizdir. Taraftar olarak bizlerde hiç suç yok mu sanıyoruz. Kalkavan’ı, Karaman’ı bahane edip stada gitmeyenler bizleriz. Oysa bizim derdimiz şehrimizin renklerini taşıyan arma olmalıydı. Bunun için o stadı doldurmalıydık, ama yapmadık. Takımımızı öncelikle bizler sahipsiz bıraktık. Bu şehirde doğanların Rizesporlu olması gerektiğini yeni nesillerimize aşılayamadık.
İşte bize bir fırsat… Hazır düşmüşken yeniden beyaz bir sayfa açalım. “Küllerimizden yeniden doğalım” Bu şehirde yaşayan her Rizeli’nin kalbi öncelikle Rizespor için atmaya başlasın. Çocuklarımıza, torunlarımıza, yeğenlerimize öncelikle Rizespor sevgisini aşılayalım. Biz bunu başarır, yeni sezonda her maçımızı en az 10 bin taraftarla oynadığımızda camia olmayı başarabiliriz. Kırılmadan, küsmeden “önce Rizespor” dediğimiz sürece güçlü bir camia olabiliriz.
Bölgesel Amatör Ligde, 3. Ligde, 2. Ligde mücadele eden birçok takımın taraftarı kadar bile stadı dolduramıyoruz. Önce iğneyi kendimize batıralım, sonra çuvaldızı başkasına batırıp batırmayacağımıza karar verelim.
Bu kirli ligde olup bitenlere bakınca şerefimizle düştüğümüze inancım tamdır. O yüzden 3 Haziran 2017’yi unutmayarak, daha güçlü bir Rize ve Rizespor ile geri dönelim diyorum.