Maalesef hem Rize kamuoyu, hem de ülke gündemi geçtiğimiz hafta Çaykur Genel Müdürü İmdat Sütlüoğlu’nun "Bayan futbol takımına destek vermek günahtır" şeklinde sözler kullandığının iddia edilmesiyle meşgul edildi.
Öncelikle derdim İmdat Sütlüoğlu’nun savunuculuğuna soyunmak olmadığını belirtmek isterim. Geçmiş dönemde bire bir yaşadığım olaylar üzerine bu yazıyı yazmaya karar verdim ve olaya sadece Çaykur üzerinden bakmak istiyorum.
Yıllardır ekranlarda olan bir program yapımcısının, iddia sahibi de belli olan bir konuyu dile getirmesini çok normal buluyorum. Böyle ciddi bir iddia ortaya atılmışken, bunun haberleştirilmesini de garipsemiyorum. Günümüzde ulusal kanallardaki program yapımcılarının, yorumcuların, hatta siyasetçilerin bile söyledikleri iddialar haberleştirilmiyor mu? Hem de ortaya hiç belge ya da delil sunulmadan. İşte bu yüzden garipsemiyorum…
Ancak söz konusu hem bu bölge için, hem de ülke için önemli bir kurum olunca daha dikkatli olmamız gerekiyor. Burada aslında Sütlüoğlu’nun sarf ettiği iddia edilen sözlere bakmak yerine, iddia sahiplerinin yaklaşımına bakmak lazım. Ortada resmen, “Onlara veriyorsun, bize niye vermiyorsun” ya da 1990’lı yılların meşhur müzik grubu Vitamin’in “Ellere var da bize yok mi” yaklaşımı söz konusu. Yani bir nevi pastadan pay kapma bencilliği…
Maalesef biz gazeteciler için de aynı durum söz konusu. İçimizden birisi gazetesine, dergisine ya da internet sitesine her hangi bir yerden reklam aldığında, yine içimizden birileri aynı kapıyı çalabiliyor. “Ona-onlara verdin, bana da reklam ver” misali –ki bu tür örnekleri birkaç reklam verenden bizzat duymuş biriyim. Hatta reklam vermediği için “geçirme” diye tabir ettiğimiz haberlere maruz kalanlar bile olmuştur. O yüzden kamuoyunu meşgul eden bu iddiayı, kendi yaşadığımız duruma da benzetiyorum.
Şu bir gerçek ki, Çaykur, başta Rizespor olmak üzere, hem ilimizde, hem de bölgemizde yer alan diğer illerdeki onlarca bölgesel amatör lig, 3. Lig ve 2. Lig takımlarına destek oluyor. Elbette içlerinde bayan takımları da mevcut. Özellikle Rize gündemini takip edenler, 2017 Kasım ayı içerisinde Amatör Spor Kulüpleri’ne Çaykur tarafından 450 bin TL destek verileceğiyle ilgili haberleri de hatırlar. O yüzden böyle bir iddia ortaya atıldığında, bu şablona bakıp, konuyu değerlendirip, değerlendirmeme noktasında kamu menfaati aramak daha doğru bir yaklaşım olurdu diye geliyor bana. Sırf buradan hareketle baktığımızda, “Ellere var da bize yok mi” yaklaşımını daha net görüyoruz.
Hem iddiayı ortaya atanın, hem de bu iddiayı kamuoyuna aktaran kişinin ikinci bir ortak açıklama yapıp sözlerinin arkasında olduklarını dile getirmesinden yaklaşık 13-14 saat sonra, iddia sahibinin tüm hatayı kabullenip, kendini yalancı durumuna düşürmesi, Rize kamuoyundaki ona karşı olan güveni zedelemesini geçtim, ortada Çaykur gibi önemli bir kuruma karşı büyük bir çamuru bırakması gerçekten kabul edilebilir, anlaşılabilir bir durum değil. İmdat Sütlüoğlu’nu seversiniz, sevmezsiniz ama bencilce bir hareketin, koskoca kurumu sokacağı boyutun da düşünülmesi gerekirdi.
Bilenler bilir, 2013-2015 yılları arasında 20 sayı “Amatörün Sesi” isimli haftalık gazete çıkarttım. Rize’deki amatör kulüplerinin liglerini, maçlarını, futbolcularını, antrenörlerini ve hakemlerini sayfalarına taşıyan bu gazeteye eğer Çaykur’un aylık desteği olmasaydı 20 sayı çıkması mucizeydi. Amatörün içindeki yüzlerce kişiye ulaşan bu gazetem, o dönem birkaç kulübün dışında yeterince destek alamazken Çaykur’un önemli desteğiyle yaşayabildi. O dönem 53 Gazeteciler Derneği tarafından Amatör Futbola verdiğim destek nedeniyle layık görüldüğüm başarı ödülünü Çaykur Genel Müdürü İmdat Sütlüoğlu’nun elinden almam bu yüzden ayrıca önemlidir benim için.
“Amatörün Sesi” gazetemin 15 Ocak 2015 tarihinde çıkan sayısında yer verdiğim ve Genel Müdür Sütlüoğlu’na sorup, sözünü aldığım Çaykurspor tesislerinin ve sahasının yenileceğine dair haberin, bugün gerçekleşmeye başlamış olması da beni ayrıca mutlu ediyor. Çaykurspor tesislerinde çalışmaların başlaması, orada tribün ve yeni soyunma odaları dahil, ayrıca Çaykurspor’un iç saha maçlarının da yeni yapılacak sahasında oynayacağı şeklindeki gelişmeler Rize amatörü için önemli şeylerdir.
Keşke bu gelişmelerle birlikte Çaykurspor futbol takımında da yeni bir yapılanmaya gidilse ve tıpkı eskiden olduğu gibi en az 3. Lig’de mücadele eden takımımız haline gelse. Bugüne kadar altyapısından başta Çaykur Rizespor olmak üzere birçok kulübe futbolcu yetiştirmiş olan Çaykurspor’un, gerekirse diğer sponsorluklardan biraz daha kısılarak arttırılacak bütçesiyle, Rize gençliği için ayrı bir lokomotif görevi göreceğini düşünüyorum. Bu yeni yapılanma, bu sezon düşmemeye oynamış Çaykurspor’u, tıpkı geçmişte olduğu gibi Play-Off’lara ve hatta üst liglere oynayan güçlü bir takım haline yeniden getirecektir.
Kısacası Çaykur, sadece tek kulüp için önemli bir kurum değildir. O kurum, bugüne kadar Rize amatörü için hizmet etmeye kalkan bir gazeteyi de ayakta tutmuş, onlarca kulübü de desteği ile hala daha ayakta tutmaya çalışmaktadır. Bu yüzden özellikle amatör spor kulüpleri için verilen toplu destek için Çaykur’a teşekkür eder, bu desteğin her yıl sürdürülmesini dilerim.
Son olarak açık söyleyeyim, tüm bu örnekleri görmezden gelip, sırf “Başkalarına veriliyor da, bize niye verilmiyor” mantığıyla hareket etmiş olmak, sadece Çaykur’a değil, içinde bulunduğunuz Amatör Spor camiasına da ihanettir. Bu kişiler, Sütlüoğlu'na zarar vermeye kalkarken, asıl zararı Çaykur'a verdiklerinin umarım farkındalardır.